Psikiyatrik Bozukluklar

Psikiyatrik bozukluklar, insanların duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını etkileyen, günlük yaşamlarını önemli ölçüde zorlaştıran çeşitli zihinsel ve duygusal durumlarını kapsar. Bu bozukluklar, genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve beyindeki biyolojik süreçler gibi birden fazla faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkar.

Psikiyatrik Bozukluklar

Psikiyatrik bozuklukların belirtileri kişiye ve bozukluğun türüne göre farklıdır. Bununla birlikte, bazı genel belirtiler şunları içerir:

Duygu durum değişiklikleri: Üzüntü, mutsuzluk, aşırı mutluluk, sinirlilik, kaygı gibi duyguların yoğun ve uzun süreli yaşanması.
Düşünce bozuklukları: Odaklanma güçlüğü, unutkanlık, zihinsel karışıklık vardır. Bunun yanında, halüsinasyonlar (duyusal olarak gerçekte olmayan nesne veya olayları algılama) ve sanrılar (gerçek olmayan inançlar) da vardır.
Davranış değişiklikleri: Uyku sorunları, iştah değişiklikleri, sosyal izolasyon, aşırı hareketlilik veya hareketsiz kalma, madde kullanımı, kendine zarar verme veya intihar düşünceleri.

Yaygın Psikiyatrik Bozukluklar

Depresyon: Üzüntü, ilgi kaybı, enerji kaybı, uyku ve iştah sorunları gibi belirtilerle karakterizedir.
Anksiyete bozuklukları: Kaygı, korku, endişe gibi duyguların aşırı ve kontrol edilemez bir şekilde yaşanmasıdır. Esas itibarıyla, panik atak, sosyal fobi ve obsesif-kompulsif bozukluk (OKB) gibi farklı türleri vardır.
Bipolar bozukluk: Aşırı mutluluk (mani) ve derin üzüntü (depresyon) dönemlerinin dönüşümlü olarak yaşandığı bir durumdur.
Şizofreni: Gerçeklikten kopukluk, halüsinasyonlar, sanrılar, düşünce bozuklukları ve sosyal geri çekilme gibi belirtilerle karakterizedir.
Yeme bozuklukları: Anoreksiya nervosa, bulimia nervosa ve tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi, yeme davranışlarının bozulduğu ve fiziksel sağlığı tehdit eden durumlar.
Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): Özellikle yaşanmış travmatik bir olayın ardından ortaya çıkar. Sonrasında, tekrarlayan kabuslar, travmatik olayla ilgili düşüncelerden kaçınma, aşırı tetiklenme gibi belirtilerle karakterizedir.
Deliryum, demanslar ve diğer nörobilişsel bozukluklar,
Alkol-madde bağımlılığı,
Uyku bozuklukları,
Dürtü kontrol bozuklukları,
Cinsel işlev bozuklukları,
Cinsel sapkınlar (parafililer),
Kişilik bozuklukları,

Psikiyatrik Bozuklukların Tedavisi
Özetle, psikiyatrik bozuklukların tedavisi, bozukluğun türüne, şiddetine ve kişinin genel durumuna göre belirlenir. Tedavi seçenekleri:

Psikoterapi: Bir terapistle düzenli olarak görüşerek duyguları, düşünceleri ve davranışları anlama ve değiştirme sürecidir.
İlaç tedavisi: Doktor tarafından reçete edilen ilaçlar, beyindeki kimyasal dengenin düzeltilmesine yardımcı olabilir.
Elektrokonvulsif terapi (EKT): Özellikle tedaviye dirençli depresyon durumlarda kullanılan bir tedavi yöntemidir.
Grup terapisi: Benzer sorunları yaşayan kişilerle bir araya gelerek destek almak ve deneyim paylaşmak.

Vajinismus Tedavisi: Hangi Yöntemler Uygundur?

Vajinismus tedavisi için bir ilaç, vitamin ya da cerrahi uygulama var mı? Vajinismus tedavisi için etkili bir vitamin, ilaç ya da cerrahi yöntem yoktur. En etkili yöntem cinsel terapidir. Bazı eczane veya Internet sitelerinde  yapılan  ilaç veya bitkisel takviye yanıltıcıdır. Bu tanıtımların bilimsel bir dayanağı yoktur. Bazı vakalarda hekimler lokal uygulanan veya ağızdan kullanılan ağrı […]

Vajinismus Tedavisinde Başarı

Vajinismus tedavisinde başarı için tedavi sürecinde ilişkiye girmeye çalışmak uygun değildir. Vajnismus tedavisi sırasında cinsel birleşme girişiminde bulunmak yasaktır ve terapist bunun yapılmayacağı hususunda çiftlerle anlaşmak zorundadır. Böyle bir yasaklama birleşme dışı haz verici deneyimleri içermez. Başka bir deyişle çiftler birleşme olmadan sevişmeyi ve değişik uyarma teknikleri kullanarak birbirlerine haz vermeyi tedavi tamamlayıncaya kadar sürdürebilirler.

Vajinismus Tedavisi İlkeleri

Vajinismus tedavisi ilkeleri  hastalığın tipine ve nedenlerine göre çok az farklılık gösterir. Üstelik tedavi programına tam olarak devam eden hastalarda hemen her zaman tam düzelme olur. Hatta vajinismus en yüksek oranda tedavi edilebilen kadın cinsel işlev bozukluğudur.  Pek çok araştırmada tedavide başarı oranları %100 bulunmuştur. En düşük başarı oranı bile %75 olarak bildirilmiştir. Bununla birlikte,

Disparoni ve Vajinismus

Disparoni ve Vajinismus

Disparoni ve vajinismus ayrımında yetersizlikler olduğu için DSM-5\’de bu tanılar tek başlıkta birleştirilmiştir. En basit tanımıyla disparoni cinsel birleşmenin ağrılı olması, vajinismus ise arzu edildiği halde cinsel birleşmenin yani penis-vajina penetrasyonu olmamasıdır. Disparoni ve Vajinismus Arasında Ne Bağlantı Vardır? Disparoni cinsel birleşmenin ağrılı olmasını ifade eden genel bir tıbbi terimdir. Yineleyici ya da sürekli ağrı

Erkekte Cinsel İsteksizlik

Erkekte cinsel isteksizlik tanısı koymak ve cinsel istek düzeyinin az olduğuna karar vermek kadınlarda olduğu  zordur. Bunun en önemli nedeni, genel popülasyonda cinsel aktivite isteğinin sıklığı ve yoğunluğu ile ilgili sayısal veriler olmamasıdır. Tanı koyarken, hastanın cinsel aktiviteye çok nadiren istek duyduğunu ya da hiç duymadığını bildirmesi önemlidir. Ayrıca bu durumun kişide stres kaynağı olması

Erken Boşalma Tanımı

Günümüze kadar bilim insanları ve bilimsel kuruluşlar tarafından çok sayıda erken boşalma tanımı yapılmıştır. Tanımların çoğunda (1)kısa boşalma süresi, (2)boşalmanın zamanlamasının kontrolü konusunda yetersizlik hissi ve (3)bu durumla ilgili olarak kişinin ve partnerinin sıkıntı yaşaması gibi üç anahtar noktada fikir birliği vardır. Boşalma kontrolünün sağlanamaması erkeklerde sürekli olarak cinsel ilişki sırasında kendisinin ya da partnerinin

Kadında Orgazm Bozukluğu

Kadında orgazm bozukluğu sık görülen bir sorundur. Cinsel uyarılmanın en tepe noktasıdır. Şiddetli bir haz duyumuyla birlikte fizyolojik değişiklikler olur. Diğer adı “klimaks” yani doruğa ulaşmadır. Günlük konuşma dilinde “gelme” kelimesi ise orgazmın hem kadın ve hem erkek için sözel karşılığıdır. Bazı kadınlar “zirve” veya “tatmin” gibi daha örtük anlamlı kelimeler kullanmayı yeğler. Erkekte orgazmı

Kadında Cinsel İlgi/Uyarılma Bozukluğu

Kadında cinsel ilgi/uyarılma bozukluğu ilk kez DSM-5’de tanımlandı. Öte yandan DSM-IV’te iki ayrı tanı olan, kadında hipoaktif cinsel istek bozukluğu ve kadında cinsel uyarılma bozukluğunun özelliklerinin birleştirilmiş şeklidir.  Kadında Cinsel İlgi/Uyarılma Bozukluğu DSM-IV hipoaktif cinsel istek bozukluğu tanısını; DSM-5 Kadında Cinsel İlgi/Uyarılma Bozukluğu Tanı Ölçütleri 1.Cinsel etkinliğe ilgisizlik ya da çok az ilgi gösterme 2.Cinsel

Cinsel Organlarda-Pelviste Ağrı/İçe Girme Bozukluğu

Cinsel organlarda-pelviste ağrı/içe girme bozukluğu nispeten yeni bir adlandırmadır ve vajinismusun yerini almıştır. Halbuki cinsel birleşme sırasında ortaya çıkan ağrının varlığı yüzyıllardır bilinmektedir. İlk olarak M.Ö. 2000 yıllarında Ramesseum Papyrus’un yazılı metinlerinde tanımlanmıştır. Romalı bir tabip olan Soranus, cinsel ilişki sırasında ağrı yakınması olan kadınlarda sorunun yalnızca uterus ve menstrüasyonla ilişkili olmadığını söylemiştir. Böylece bu

Scroll to Top
× Nasıl yardımcı olabilirim?